Haber

Birlik ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Mengücük: “Güvenliği Olmayan Sağlık Çalışanına ‘Git Çalış’ Denilemez”

Aile hekimleri ve aile sağlığı merkezlerine üye olan Birlik ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, tehlikede olan sağlık çalışanları ve yakınlarının güvenlikleri sağlanmadan çalıştırılamayacağını belirtti. Hasar gören sağlık tesisleriyle ilgili gerekli çalışmaların yapılmadığını vurgulayan Dr. Mengücü, patron sıfatıyla Sağlık Bakanlığı’na gereğinin yapılması çağrısında bulundu.

Birlik ve Dayanışma Derneği Genel Lideri Dr. Derya Mengücük yaptığı yazılı açıklamada, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından doktor ve sağlık çalışanları olarak ilk günden itibaren gerekli tüm tıbbi ve insani yardım için gayret sarf ettiklerini belirtti. 331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ başlıklı 13’üncü maddesine dikkat çeken Dr. Çalışmaktan Kaçının’.

“FİZİKSEL VE ​​PSİKOLOJİK TRAVMALAR SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”

Mengücük, “Ciddi ve yakın bir tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespitini ve gerekli kararın alınmasını isteyebilir. Kurul ivedilikle toplanır ve işveren derhal kararını verir ve durumu bir tutanakla tespit eder.Karar işçi ve işçi temsilcisine yazılı olarak bildirilir.Bu unsura istinaden Dr. Derya Mengücük, depremden etkilenen illerde doktor ve sağlık çalışanlarına patron olarak ihtiyaç duyulduğunu söyledi:

“Aynı zamanda depremzede olan sağlık çalışanları da ilk günden itibaren büyük bir özveriyle çalışmalarına devam ettiler. Depremde evleri yıkılan, ailesini, yakınlarını ve arkadaşlarını kaybeden, işyerleri belli olmayan çalışanlar. devam eden artçı sarsıntılarda yine bu kurallara göre çalışmaya zorlanırlar.Ancak işçinin talebi üzerine komite veya patron karar verirse işçi gerekli tedbirler alınana kadar çalışmaktan kaçınabilir. çalışmaktan kaçındıkları süre ve kanundan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları gizlidir.İşin yapılmadığını görüyoruz.

Sallanan illerden arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre, depremde evleri yıkılan ve hasar gören aile hekimlerinden barınma ve insani ihtiyaçları ne olursa olsun aile sağlığı merkezlerinde çalışmaları ve gecelemeleri isteniyor. ailelerin ve çocukların fiziksel ve ruhsal travmalarını hiçe sayarak. Binadaki hasar belli olmamakla birlikte, bitişikteki binalar da çökme tehlikesiyle karşı karşıya iken, bu tür bir zorlama kabahat olduğu için insanlık dışıdır. Deprem mağduru sağlık çalışanları takviye ve yardıma ihtiyaç duyduklarında uygun olmayan koşullarda çalışmak zorunda kalıyor.

“KENDİNİZİ VE AİLENİZİ TERCİH ETMEYE YOL AÇABİLECEK HİÇBİR İSTEĞİ TAKİP ETMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ”

Yasaya göre depremzedelerin aile hekimleri ve sağlık çalışanlarının da tehlikeli bölgeyi terk edip güvenli yerlere gitme hakları olduğunu belirten Dr. Mengücüc, şunları kaydetti:

“Kendinizi ve ailenizi tehlikeye atacak hiçbir talebe uymak zorunda değilsiniz. Beyin sarsıntısı geçirmiş çalışanlar olarak hayatınızı riske atmayın, daha fazla travmaya maruz kalmayın. Sağlık çalışanlarının görev başında olması durumunda. ancak can güvenlikleri sağlanamaz, yaşam hakkını da içeren bu hakkın kullanılmasında herhangi bir yaptırım veya mobbing uygulanamaz ve ceza verilemez. • Depremzede olarak hem maddi hem de manevi kayıpları olan, yakınlarını kaybetmiş, ailelerini ve çocuklarını barınacak yeri olmayan sağlık çalışanları çalıştırılmamalı, ihtiyaçlarını gidermeleri ve depremin ilk izlerini onarmaları için yeterli mühlet verilmelidir. Afet bölgesinde görev yapan doktor, hemşire, ebe ve sağlık çalışanlarına gerekli olduğu halde aile birleştirme merkezine, hastaneye gitmeleri, kendi güvenlikleri olmadan çalışmaları söylenemez.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu